Close Menu
  • Anasayfa
  • Çalışma Faaliyetlerimiz
  • Makaleler
    • Borçlar Hukuku
    • Boşanma ve Aile Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku
    • İcra ve İflas Hukuku
    • İdare Hukuku
    • İş Hukuku
    • Sigorta Hukuku
    • Kira Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Taşınmaz (Gayrimenkul) Hukuku
    • Tazminat Hukuku
    • Ticaret Hukuku
    • Tüketici Hukuku
    • Yabancılar Hukuku
  • Hesaplama Araçları
  • İçtihatlar
  • İletişim
  • S.S.S.
  • Türkçe
    • Türkçe
    • English
Instagram YouTube TikTok LinkedIn
Instagram YouTube TikTok LinkedIn
Avukat İlyas ÇETİN
İletişime geç
  • Anasayfa
  • Çalışma Faaliyetlerimiz
  • Makaleler
    • Borçlar Hukuku
    • Boşanma ve Aile Hukuku
    • Ceza Hukuku
    • Fikri ve Sınai Mülkiyet Hukuku
    • İcra ve İflas Hukuku
    • İdare Hukuku
    • İş Hukuku
    • Sigorta Hukuku
    • Kira Hukuku
    • Miras Hukuku
    • Taşınmaz (Gayrimenkul) Hukuku
    • Tazminat Hukuku
    • Ticaret Hukuku
    • Tüketici Hukuku
    • Yabancılar Hukuku
  • Hesaplama Araçları
  • İçtihatlar
  • İletişim
  • S.S.S.
  • Türkçe
    • Türkçe
    • English
Avukat İlyas ÇETİN
Anasayfa » İçtihatlar » İşçi Görev Tanımı Dışındaki İşleri Yapmak Zorunda mı?-Yargıtay Kararı
İçtihatlar

İşçi Görev Tanımı Dışındaki İşleri Yapmak Zorunda mı?-Yargıtay Kararı

İş Şartlarında Esaslı Değişiklik

Yargıtay kararına konu olayda, porter olarak çalışan işçiye yardımcı sağlık personelinin görevlerinden olan hastaların alt bakımı gibi yeni ve ağır görevlerin yüklenmesi, Yargıtay tarafından görev tanımının ağırlaştırılması yani görev tanımı dışındaki işleri yapması, İş Kanunu m. 22 uyarınca “İş Şartlarında Esaslı Değişiklik” olarak kabul edilmiştir. İşçinin bu değişikliği kabul etmemesi üzerine işveren tarafından yapılan feshin haksız fesih olduğuna hükmeden Yargıtay, bu durumda işçinin kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazandığına karar vermiştir. Bu içtihat, işverenin yönetim hakkı sınırlarını çizerek, işçinin aleyhine yapılan tek taraflı değişikliklere karşı önemli bir yasal güvence sunmaktadır.

Karar Bilgileri

Mahkeme:Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/8649
Karar No:2015/20934
Karar Tarihi:28.10.2015
Konu:İş şartlarında esaslı değişiklik (Porter görevine hasta alt bakımı eklenmesi) – Görev ağırlaştırması – İşverenin haksız feshi- Kıdem tazminatı- İhbar tazminatı- İşverenin yönetim hakkı
İlgili Mevzuat:4857 Sayılı İş Kanunu m. 22 ve m. 24/II-f

Sorular

  • Görev tanımı değişirse kıdem tazminatı alınır mı?
  • İşveren görevimi değiştirirse ne yapmalıyım?
  • Esaslı değişikliği kabul etmezsem işten çıkarılabilir miyim?
  • İşverenin tek taraflı iş değişikliği yapması

Karar Metni

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, müvekkilinin davalı işyerinde “porter” olarak çalışmakta iken görevlerine ek olarak yardımcı sağlık personelinin yapmakla görevli olduğu hastaların alt bakım ve temizliği, saç ve vücut temizliği, ameliyata hazırlanması, saç traşı, çağrı ziline cevap verilmesi gibi işleri de birlikte yürüteceğinin söylenerek bu işlerin de yaptırılmak istendiğini, kabul etmemesi üzerine iş akdinin davalı şirket tarafından bildirim önellerine uyulmaksızın ve haklı bir sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini, işinde yapılmak istenen değişikliğin yazılı olarak bildirilmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının porter olarak işe başladığını, hastane organizasyonundaki değişiklik sonucu “porter” tanımının “yardımcı sağlık personeli” olarak değiştirildiğini, değişikliğin hastanenin işletmesel kararı olup sadece idari bir değişiklik olduğunu, değişikliğin davacıya yazılı olarak bildirilmeye çalışıldığını, davacının bildirimi almaktan imtina ettiğini, durumun tutanak altına alındığını, davacının görev tanımının daha ayrıntılı düzenlendiğini, işinin ağırlaştırılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi heyeti raporuna itibarla; işverenlikçe yapılmak istenen değişikliklerin iş şartlarında esaslı değişiklik teşkil etmediği, bu nedenle işverence yönetim hakkı kapsamında ve iş sözleşmesinde yer alan hüküm uyarınca davacıya tebliğ edilen görevi yapmamakta ısrar etmesinin iş akdinin feshinde haklı neden teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işverenlikçe yapılmak istenen değişikliklerin iş şartlarında esaslı değişiklik teşkil etmediği ve davalı tarafça bu sebeple yapılan feshin haklı fesih olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalışma koşullarının değişikliğinden söz edebilmek için öncelikle bu koşulların neler olduğunun ortaya konulması gerekir.
Sözü edilen 22 nci maddenin yanı sıra Anayasa, yasalar, toplu ya da bireysel iş sözleşmesi, personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ile işyeri uygulamasından doğan işçi ve işveren ilişkilerinin bütünü, çalışma koşulları olarak değerlendirilmelidir.
İş sözleşmesinin esaslı unsurları olan işçinin iş görme borcu ile bunun karşılığında işverenin ücret ödeme borcu, çalışma koşullarının en önemlileridir.
Borçlar hukukunda olduğu gibi (Borçlar Kanunu 19/1) iş hukukunda da genel kural sözleşme serbestisidir. Taraflar iş ilişkisinde dikkate alınması gereken kuralları yasalarla belirlenen emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla serbestçe belirleyebilirler. 1475 sayılı Yasada, yazılı sözleşmede bulunması gereken unsurlar gösterildiği halde, 4857 sayılı Kanunda bu yönde bir kurala yer verilmemiştir. Bu noktada iş sözleşmesinde bulunması gereken öğeler yönünden de bir serbestinin olduğu söylenebilir. Çalışma koşullarında değişikliğe dair sözleşmenin kural olarak yazılı biçimde yapılması gerekmez.
Uygulamada, yazılı olarak yapılan iş sözleşmelerinde çoğunlukla işçinin yerine getireceği iş, unvanı, ücret ve ekleri belirtilmekle birlikte, çalışma koşullarının tespitine yönelik ayrıntılı düzenlemelere yer verilmemektedir. Bu noktada çalışma koşullarının tespiti ve değişikliğin yapılıp yapılmadığı konularında ispat sorunlarını beraberine getirmektedir. Çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik yapıldığı konusunda ispat yükü işçidedir.
İş sözleşmesinde, gerektiğinde çalışma koşullarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemeler bulunması halinde, işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edilir. Bu halde işveren, yönetim hakkını kötüye kullanmamak ve sözleşmedeki sınırlara uymak kaydıyla işçinin çalışma koşullarında değişiklik yapma hakkını sürekli olarak kazanmış olmaktadır. Örneğin, işçinin gerektiğinde işverene ait diğer işyerlerinde de görevlendirilebileceği şeklindeki sözleşme hükümleri, işverenin bu konuda değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Anılan hak objektif olarak kullanılmalıdır. İşçinin iş sözleşmesinin feshini sağlamak için sözleşme hükmünün uygulamaya konulması, işverenin yönetim hakkının kötüye kullanılması niteliğindedir.
Çalışma koşullarını belirleyen kaynaklar arasında, iş sözleşmesinin eki sayılan personel yönetmeliği veya işyeri iç yönetmeliği gibi belgeler de yerini alır. Bu nedenle işçinin açık veya örtülü onayını almış personel yönetmeliği, iş sözleşmesi hükmü niteliğindedir. İşyerinde öteden beri uygulanmakta olan personel yönetmeliğinin kural olarak işçi ile iş ilişkisinin kurulduğu anda işçiye bildirilmesi gerekir. Daha sonra yapılacak olan değişikliklerin de işçiye duyurulması bağlayıcılık açısından gereklidir. Yasal veya sözleşme gereği bir zorunluluk olmadığı halde, işyerinde uygulana gelen “işyeri uygulamaları” da çalışma koşullarının belirlenmesinde etkindir.
İşyerindeki uygulamaların tüm işçiler yönünden ortak bir nitelik taşıması mümkün olduğu gibi, eşit konumda olan bir ya da birkaç işçi açısından süregelen uygulamalar da çalışma koşullarını oluşturabilir.
Çalışma koşullarındaki değişiklik, işverenin yönetim hakkı ile doğrudan ilgilidir. İşveren işyerinin kârlılığı, verimliliği noktasında işin yürütümü için gerekli tedbirleri alır. İş görme ediminin yerine getirilmesinin şeklini, zamanını ve hizmetin niteliğini işveren belirler. İşverenin yönetim hakkı, taraflar arasındaki iş sözleşmesi ya da işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinde açıkça düzenlenmeyen boşluklarda uygulama alanı bulur.
Yasanın 22 nci maddesinin ikinci fıkrasında, çalışma koşullarının, tarafların karşılıklı uzlaşmaları ile değiştirilmesinin her zaman mümkün olduğu kurala bağlanmıştır. Çalışma koşullarında değişiklik konusunda işçinin rızasının yazılı alınması yasa gereğidir. Aynı zamanda işverence değişiklik teklifinin de yazılı olarak yapılması gerekir. İşçi çalışma koşullarında yapılmak istenen değişikliği usulüne uygun biçimde yazılı olarak ve süresi içinde kabul ettiğinde, değişiklik sözleşmesi kurulmuş olur. İşçinin değişikliği kabulü, sadece bu işlem yönünden geçerlidir. Bir başka anlatımla işveren işçinin bir kez vermiş olduğu değişiklik kabulünü, daha sonraki dönemlerde başka değişiklikler için kullanamaz.
Yapılan değişiklik önerisi, altı işgünü içinde işçi tarafından yazılı olarak kabul edilmediği sürece işçiyi bağlamaz. Bu sürenin geçirilmesinden sonra, işçinin değişiklik önerisini kabul etmesi, işçi tarafından işverene yöneltilen yeni icaptır. İşveren iş sözleşmesini ancak altı işgünlük sürenin geçmesinden sonra feshedebilir. İşçinin altı işgünü geçmesinden sonra yaptığı kabul beyanı üzerine işverenin iş sözleşmesini feshi, kendisine yöneltilen yeni icap beyanının örtülü olarak reddi anlamına gelir.
İşçi çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmez ve işyerinde çalışmaya devam edilirse, değişiklik gerçekleşmemiş ve sözleşme eski şartlarla devam ediyor sayılır. Bu durumda işveren, değişiklik teklifinden vazgeçerek sözleşmenin eski şartlarda devamını isteyebilir ya da çalışma koşullarında değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak koşulu ile sözleşmeyi feshedebilir.
4857 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde, çalışma koşullarında esaslı değişiklik sebebiyle işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshedebileceği öngörülmemiştir. Bununla birlikte çalışma koşullarının değiştirilmesi aynı zamanda koşullarının uygulanmaması anlamına geldiğinden, aynı Yasanın 24 üncü maddesinin (II-f) bendinde belirtilen hal, işçinin haklı fesih nedenleri arasında sayılmıştır. Bu durumda işçinin ihbar tazminatı talep hakkı doğmazsa da, kıdem tazminatı ödenmelidir. Bununla birlikte, çalışma koşullarında esaslı değişikliği kabul etmeyen işçinin iş sözleşmesinin işverence feshi halinde, ihbar ve kıdem tazminatlarını talep hakkı doğar.
Somut olayda, davacı, davalı hastanede porter ve diyaliz teknisyeni olarak çalışmak üzere işe alınmış olup, sonradan yapılan değişiklik ile kendisine -hastaların alt bakımı dahil- yeni görevler verilmiş ve davacının görevi ağırlaştırılmıştır. Dairemizde, aynı gün yapılan temyiz incelemesi sonucu, davacı ile aynı görevi yapan(porter olarak)… isimli davacının Karşıyaka 3. İş Mahkemesi’nin 2011/605 Esas sayılı dosyasındaki kararın ONANMIŞ olması da dikkate alınarak davacının çalışma şartlarının ağırlaştırıldığı, bu ağır çalışma şartlarının davacı tarafından kabul edilmemesi üzerine davalı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı anlaşılmakla mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi

Sıkça Sorulan Sorular (S.S.S.)

İşverenin Tek Taraflı Görev Değişikliği Yapması Yasal mıdır?

Hayır, yasal değildir. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca, işverenin çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik yapabilmesi için işçinin yazılı rızasını alması gerekir. İşçi, bu değişiklik teklifini kendisine bildirilmesinden itibaren 6 iş günü içinde kabul etmezse, değişiklik işçiyi bağlamaz. Yargıtay'ın bu kararı, görevin ağırlaştırılması durumunu esaslı değişiklik olarak niteler.

Görevimin Ağırlaşması Neden Esaslı Değişiklik Sayılır?

Hayır, yasal değildir. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca, işverenin çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik yapabilmesi için işçinin yazılı rızasını alması gerekir. İşçi, bu değişiklik teklifini kendisine bildirilmesinden itibaren 6 iş günü içinde kabul etmezse, değişiklik işçiyi bağlamaz. Yargıtay'ın bu kararı, görevin ağırlaştırılması durumunu esaslı değişiklik olarak niteler.

Esaslı Değişikliği Kabul Etmezsem İşten Çıkarılabilir miyim? Tazminat Hakkım Ne Olur?

İşverenin, esaslı değişikliği kabul etmediğiniz gerekçesiyle sözleşmenizi feshetmesi haklı fesih sayılmaz. Yargıtay kararına göre, bu durumda işverenlikçe yapılan fesih haksız fesih niteliğindedir. Bu sebeple işçi, tüm yasal şartları taşıması halinde kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazanır.

Esaslı Değişikliği Kabul Etmezsem İşten Çıkarılabilir miyim? Tazminat Hakkım Ne Olur?

Hayır, işverenin yönetim hakkı sınırsız değildir. İşverenin işletmesel kararları alma hakkı olsa da, bu hak dürüstlük kuralı çerçevesinde ve iş sözleşmesinin sınırları içinde kullanılmalıdır. İşçinin aleyhine olacak şekilde işi esaslı olarak ağırlaştırmak veya değiştirmek, yönetim hakkının kötüye kullanılması anlamına gelir. Bu karar, yönetim hakkının sınırlarını çizen emsal bir karardır.

Yargıtay'ın Bu Kararı, Başka Hangi Sektörlerdeki İşçiler İçin Geçerlidir?

Bu karar, görev tanımının esaslı olarak değiştirildiği ve ağırlaştırıldığı tüm sektörler için emsal teşkil eder. Örneğin; bir üretim bandı işçisine nitelikli ustalık işlerinin eklenmesi, bir muhasebe elemanına tahsilat görevlerinin zorla yüklenmesi gibi işin nitelik ve ağırlığını değiştiren her türlü durum, bu içtihat kapsamında değerlendirilebilir.

 

İş hukuku hakkında daha fazla bilgi için iletişime geçebilirsiniz.

Kaynak:
Yargıtay Karar Arama
Takip Takip Takip
Paylaş WhatsApp Telegram Facebook Twitter Email LinkedIn Reddit Copy Link
Av. İlyas ÇETİN
  • Website
  • Facebook
  • Instagram
  • LinkedIn

Avukat İlyas Çetin Hukuk & Danışmanlık, İzmir ve çevresinde başta olmak üzere ülke genelinde, davalarınızda ve hukuki danışmanlık süreçlerinizde hizmet vermektedir.

Diğer Makaleler

Pert Araçta, Araç Mahrumiyet Bedeli Alınabilir Mi? | Yargıtay Kararı

İçtihatlar
Devamını Oku

Süresinde Bankaya İbraz Edilmeyen Çek – Yargıtay Kararı

İçtihatlar
Devamını Oku
Abone
Bildir
guest
guest
0 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İletişim
0(545) 296 8081
avilyascetin@outlook.com

Alsancak Mah. Kıbrıs Şehitleri Cad. Yümtaş Apt. No:96 D:502 Konak/İZMİR
İletişim Formu

    İLETİŞİM
    (+90) 545 296 8081
    avilyascetin@outlook.com

    Alsancak Mah. Kıbrıs Şehitleri Cad. Yümtaş Apt. No:96 D:502 Konak/İZMİR
    Haritada Konumu Gör
    Yasal Uyarı

    Bu internet sitesinde bulunan bilgiler, Avukat İlyas ÇETİN tarafından, Türkiye Barolar Birliğinin meslek kuralları ve yürürlükteki Avukatlık Kanunu uyarınca sadece bilgi amaçlı olarak temin edilmektedir. Daha fazlası için sitemizin ‘Kullanım Şartları‘na göz atınız.

    WhatsApp Instagram YouTube TikTok LinkedIn
    • Kullanım Şartları
    • KVKK Aydınlatma Metni
    © 2025 avilyascetin.com.tr -İzmir-Avukat&Danışmanlık

    Aramak için yukarıya yazın ve Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.